Tacir ve Tacir Olmanın Hükümleri

Kuram Hukuk Tacir ve Tacir Olmanın Hükümleri

A-TACİR SIFAT

1-Gerçek kişiler

Bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir denir. Yani bir ticari işletme olmalı ve bu işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işletmelidir.

Bazı istisnai hallerde, bir ticari işletme mevcut olmasa bile ticari işletme açmışçasına işlemlerde bulunan kişi, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı tacir sıfatını kazanmış gibi sorumlu olur. Amaç iyi niyetli üçüncü kişiyi korumak burada sorumlu olur denmiştir yani iflası istenebilir ama tacire tanınan haklardan yararlanamaz.

Ticaret yapmaları yasaklanmış kişilerin tacir sıfatı

Yaptığı işlerin niteliği veya meslek görevleri itibariyle kanuni kazai bir yasağa aykırı olarak veya başka bir kişinin veya resmi bir makamın iznine gerek olup da, bu izni ya da onayı almadan ticari işletme işleten kişide tacir sayılır, örneğin devlet memurları. Bu kişiler tacir sayıldığından hem hakları hem de sorumlulukları vardır. Bu yasaklı kişiler izin almadan ticari işletme işlettikleri için bazı özel kanunlara göre cezai ve disiplin müeyyidelerine tabi olurlar.

 

2-Tüzel kişiler

Ticari şirketler, amacına varmak için ticari işletme işleten vakıflar, dernekler ve kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacağı belirtilmiştir.

İstisna yer verilmiş ve sosyal düşüncelerle, kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı derneklerin ve belli tür vakıfların ticari işletme işletse dahi tacir sayılmayacağı açıklanmıştır. Örneğin kızılay bunlar tüzel kişiliği olmayan yani taraf olma ehliyeti olmayan tacir denir çünkü bunlarında ticaret siciline kaydedilmesi gerekir.

Dernekler manevi amaç için kurulur ama bu amaç için örneğin yoksulları giydirmek için restoran işletebilir bu durumda dernek tacir sayılır.

Özel bazı durumlar

Hakim teşebbüs konumunda kim varsa tacir sayılmıştır.

Donatma iştiraki birden fazla kişinin paylı mülkiyetle bir gemiye sahip olmasıdır tüzel kişiliği olmasa da tüzel kişi gibi işlem görür.

 

B-TACİR SIFATININ KAYBI

Gerçek kişilerin tacir sıfatı, ticareti terk edilmesiyle sona erer. Yani ticari işletmenin kapatılması ya da ticari işletmenin o kişi adına işletilmesine son verilmesini ifade eder. Tacir ticari terk ettiğini, ticaret siciline bildirerek kaydın terkinini istemesi gerekir aksi halde iyiniyetli kişilere karşı tacir sıfatının sona erdiğini ileri süremez.

Ticari terk eden tacir on beş gün içinde ticaret siciline bildirmeye ve mal beyanında bulunmaya mecburdur. Bildirimi alan sicil memuru durumu alacaklıların bulunduğu yerde ilan eder, bu ilan tarihinden itibaren bir yıl içinde ticari terk eden tacir hakkında iflas yoluyla takip yapılabilir.

Tüzel kişi tacirde, kural olarak tüzel kişiliğin son bulması ile nihayete erer ancak ancak tüzel kişilik derhal son verilmez tasfiye aşaması baslar durumun ticaret siciline terkini ve ilanı ile son bulur. Son bulmadan sonra ortada hukuken bir şey kalmadığı için iflas yoluyla takip olunamaz ancak ticari işletme işleten dernek ve vakıflar bakımından iflas yolu ile bir yıl daha iflas yolu ile takip bulunabilir.

 

C-TACİR OLMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Tacir olmanın “nimetine göre külfeti de vardır.”

 

1-İFLASA TABİ OLMA

Tacirler her türlü borçları için iflasa tabi olurlar yani gerçek kişi tacirin sadece ticari nitelikteki borçları için değil ticari işletmeyi ilgilendirmeyen borçları içinde iflası istenebilir.

*Kamu tüzel kişileri, kamuya yararlı dernek ve vakıflar, ticari işletme işletseler dahi tacir sayılmadıklarından aleyhlerine iflas yoluyla takip yapılamaz. Çünkü burada tüzel kişiliği olmasa da işletmenin kendisi tacir sayılır tüzel kişilik yoksa taraf ehliyeti de yoktur.

İyi niyetli üçüncü kişilere karsı tacir gibi sorumlu olanlarında iflası istenebilir.

Donatma iştirakının iflası istenebilir.

 

2-TİCARET SİCİLİNE KAYDOLMA

Her tacir, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren on beş gün içinde ticari işletme siciline; ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını tescil ve ilan ile yükümlüdür.

 

3-ODALARA KAYDOLMA

Ticaret siciline kayıtlı tacirler ve sanayici ve deniz taciri sıfatına haiz gerçek ve tüzel kişiler ile bunların şube ve fabrikaları, bulundukları yerdeki odaya kaybolmak zorundadır.

Odalara kayıt zorunluluğu bir ay içinde yerine getirilir, yerine getirilmezse 1 ay içinde resen kaydedilir.  

 

4-TİCARET UNVANI SEÇME VE KULLANMA

Ticaret unvanın da, ticaret siciline tescil ve ilanı gerekir.

 

5-TİCARİ İŞ KARİNESİNE TABİ OLMA

Tacirlerinin borçlarının ticari olması asıldır. Bu karine tüzel kişi tacir için mutlaktır.

 

6-TİCARİ ÖRF VE ÂDETE TABİ OLMA

Tacirler bakımından mutlak olarak uygulanır.

 

7-TİCARİ DEFRET TUTMA

Tacirler ticari defter tutmak zorundadır, Türkçe tutmak zorundadır ve bu defterleri saklamakla yükümlüdür.

 

8-BASİRETLİ İŞ ADAMI GİBİ DAVRANMA

Yani objektif bir özen yükümlülüğü getirmektedir. Tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğu vurgulanmıştır. Düşüncesizlik ya da deneyimsizlik söz konusu değildir. Tacir ancak zor durumda kalma halinde gabin hükümlerine dayanabilir.

 

9-ÜCRET VE FAİZ İSTEME

Ticari işletmenin gelir sağlama amacına yönelik olması, bu işletme aracılığıyla yürütülen işlerin iş ve hizmetlerin de ücret karşılığı yapılması zorunludur. Ticari işletmeyle ilgili bir iş veya hizmet yapıldıysa sözleşmede herhangi bir ücret kararlaştırılmadıysa “uygun ücret” ödenmesini talep edebilir.

*vekâletsiz iş görme bile olsa tacir ücret talep edebilir işin olumlu ya da olumsuz sonuçlanması önemli değildir.

Ayrıca, ticari işletmeyle ilgili olarak verdiği avans ve yaptığı giderler için de ödeme tarihinden başlayarak faize hak kazanır.

Örneğin: Banka karşılığı bulunmayan çeki öderse ve müşterisi keşideciye karşı vekâletsiz iş göre durumunda olan banka da sarf ettiği emek ve zaman için ayrı bir ücret isteyebilir, ödediği çek içinde geri ödenene kadar kapital faiz isteyebilir.

 

10-ÜCRET VE CEZANIN İNDİRİLMESİNİ İSTEYEMEME

Ticarete ilişkin tüm faaliyetlerinde basiretli davranıp, buna bağlı olarak üstleneceği yükümlülüklerin kapsam ve sonuçlarını tartarak hukuki ilişkiye girmesi gereken tacirler, borcun aşırı olması olduğu iddiasıyla bir ücret veya cezanın indirilmesini mahkemeden isteyemez.

*simsarlık ücretinin indirilmesi de, bu ücretin borçlusu tacir ise, istenemez.

Tacir kişi daha sonra tacir sıfatını kaydetmesi halinde, indirim borcun zamanaşımı süresi içinde isteyemez zamanaşımı süresi sonunda isteyebilir. Tacir borcu, tacir olmayan bir kişiye nakledillirse, borcu devralan ve tacir sıfatını haiz olmayan kişi, aşırı cezai şartın indirilmesini isteyebilmelidir.

Tacir ancak iradesini sakatlayan nedenlerin varlığını ileri sürerek sözleşmenin iptalini isteyebilir ve buna bağlı olarak da aşırı cezai şart ya da ücreti ödemekten kurtulur. Tacir gabinle ilgili BK hükümlerine ancak aşırı müzayaka(zor durumda kalma) halinde sözleşme yapmak zorunda kalmışsa dayanabilir.

 

11-FATURA VERME

Ticari işletmesi gereği bir mal satan, üreten veya bir iş gören ya da menfaat sağlayan tacir, talep üzerine fatura düzenlemek ve bedel ödenmiş ise bu hususu da fatura göstermek zorundadır.

Ticaret kanununda faturanın verilmesi için herhangi bir süre öngörülmemiştir.

 

12-FATURA VE TEYİT MEKTUBUNA SEKİZ GÜN İÇİNDE İTİTRAZ ETME

Faturayı alan kişi, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde içeriği hakkında itirazda bulunmamışsa, fatura içeriğini kabul etmiş sayılır. Bu hüküm için öncelikle gönderilen belgenin fatura olması gerekir. Fatura; taraflar arasında yapılmış bir satış ya da iş görme sözleşmesin ifası safhasıyla ilgili bir belgedir. Taraflar arasında bu tür bir ilişki olmazsa düzenlenen belge, fatura hükmünde olmaz ve itiraz etmeye gerek olunmaması da öngörülen sonucu doğurmaz. Taraflar arasında yapılmış bir sözleşme olmadan bir tarafın diğerine gönderdiği yazı olsa olsa icap(öneri) olur, önerinin kabul edilmediğini kural olarak bildirme zorunluluğu yoktur.

Faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılabilmesi için, faturayı düzenleyen kişinin ticari işletmesi icabı mal satmış, üretmiş, iş görmüş ya da menfaat sağlanmış bir tacir konumunda olması gerekir. Bu nedenle esnafın gönderdiği faturaya itiraz olunmaması yazlı sonucu doğumuna neden olmaz.

Fatura, sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için kabul edildiği varsayılan durum fatura da yer alması olağan sayılan huşulardır örneğin yapılan işin adedi, türü, bedeli

Bu itibarla alınan faturaya itiraz olunmaması, taraflar arasında sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin fatura kaydının kabul edildiği anlamına gelmez.

*Açık faturaya süresinde itiraz olunmaması ise, alıcının malın bedelini ödenmediğini gösterir.

Alınan faturaya 8 gün içinde itiraz olunmaması içeriği kabul edilmiş olduğu varsayılır, ancak bu hususun aksi ispat mümkündür, aksi yazılı kanıt, ticari defter veya yeminle ispat olunabilir.

İtiraz faturanın teslim alındığı tarihte başlar ve itirazın 8 gün içinde yapılması yeterlidir karşı tarafa ulaşmasına gerek yoktur.

 

13-İHBAR VE İHTARLARI BELLİ ŞEKİLDE YAPMA

 Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmek veya sözleşmeyi fesih ya da sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbar veya ihtarlar noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.

 

14-HAPİS HAKKINI KULLANMADA KOLAYLIKTAN YARARLANMA

Alacak ve zilyetliğin tacirler arasındaki ticari ilişkilerden doğması halinde kanun koyucu bağlantı koşulu ile hapis hakkını kolaylaştırmıştır. Örneğin adamla sözleşme yaptın karşılığında adam sana mal ve hammadde verdi malın teslimini yaptın parasını ödemedi hammaddeye hapis hakkı uygulayabilirsin.

 

15-SATIŞ VE MAL DEĞİŞİMLERİNDE ÖZEL HÜKÜMLERE TABİ OLMA

Öncelikle borçlar kanunu hükümlerine tabidir ama bazı özel durumlar saklıdır

Kısım kısım yerine getirilecek sözleşmelerde alıcının hakları sadece yalnız teslim edilmemiş kısım için kullanılır ama geri kalan kısmın sözleşmeden beklenen yararı veya izlenen amacı elde edilmesini imkânsız kılıyorsa sözleşmeyi tümüyle feshedebilir.

Alıcının temerrüdü halinde ise satıcı malın satışını isteme hakkı vardır bu hakkı mahkemeden isteyebilir.

Satılan ayıplı olursa alıcı malı sekiz gün içinde incelemek ve satıcıya ihbar etmek zorundadır, ama ayıp açıksa süre iki gün ihbar her türlü yapılabilir resmi bir şekil şartı yoktur.