Bedelsiz Senedi Kullanılması

Kuram Hukuk Bedelsiz Senedi Kullanılması

Bedelsiz Senedi Kullanma

TCK Madde 156

(1) Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.

TCK Madde 156 Gerekçesi

Madde, borçlusunca ödenmiş ve bir suretle elde kalmış senedi, kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi kullanan, örneğin ödenmesi için icraya başvuran veya başkasına devreden kimseyi cezalandırmaktadır.

Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiilinin de aynı suçu oluşturacağında kuşku yoktur.

Maddede tanımlanan suçun kovuşturulması zarar görenin şikâyetine bağlı tutulmuştur.


TCK 156 (Bedelsiz Senedi Kullanma) İlgili Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas: 2021/838 Karar: 2021/4035 Tarih: 05.04.2021

  • TCK 156. Madde
  • Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu

Bedelsiz senedi kullanma suçundan şüpheliler... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/10/2019 tarihli ve 2018/1059 soruşturma, 2019/4438 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Kastamonu Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/12/2019 tarihli ve 2019/3415 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20/11/2020 gün ve 94660652-105-37-3970-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak soruşturma dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/01/2021 gün ve 2020/108294 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Dosya kapsamına göre, şüpheli ... ve müştekinin ortak olduğu şirket adına, tanık ...ndan aldıkları borca karşılık birlikte düzenleyerek verdikleri 20/11/2012 vadeli senedin, ödendiği halde müştekiye iade edilmeyip, tanık ...nda kalmış senedin diğer şüpheli... tarafından icraya koyulduğu iddiasıyla yapılan şikâyet üzerine, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma neticesinde 31/10/2019 tarihinde;"...müştekinin ...senedin borcunun ödendiğini ancak ödediğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığını beyan etmesi sebebiyle senedin bedelsiz kaldığına ilişkin müştekinin soyut iddiasından başkaca delil bulunmadığı..." gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,

Tanık ...nun 07/09/2017 tarihli kolluk ifadesinde, "...bir gün...'ın yanına gelerek ailesinden para alabileceğini ancak sanki kendisinin vermiş gibi ...' a vermesini istediğini, şirketin maddi açıdan rahatlayabilmesi için durumu kabul ettiğini, ..., annesinden aldığını söylediği 15.000 TL parayı kendisine elden teslim ettiğini, ...' dan almış olduğun parayı...' a ve ...'a elden teslim ettiğini, üçünün bir senet düzenlendiğini ancak senette alacaklı kısmının doldurulup doldurulmadığını hatırlamadığını, bahse konu paranın yaklaşık bir ay sonra şirketçe kendisine ödendiğini ve paranın gerçek sahibli olan ...' ya elden teslim ettiğini..." beyan ettiği, Kastamonu İcra Müdürlüğünün 2013/25 sayılı dosyasında 07/01/2013 tarihinde müşteki aleyhine takibe konulan 15.000,00 Türk lirası bedelli senedin 02/10/2019 tarihli kriminal inclemede, inceleme konusu senet üzerindeki yazıların şüpheli... ..., tanık ... ve müştekinin eli ürünü olduğunun tespit edildiği nazara alındığında, tanığın ifadesinde belirttiği, şüpheli... ... ve müşteki ile birlikte üçünün birlikte düzenlediği senedin icra takibine konulan aynı senet olduğuna dair kuvvetli şüphe oluştuğu göz önüne alındığında,

Şüpheli...'ın annesinden aldığı 15.000,00 Türk lirası parayı tanık...'e verdiği ancak...'le daha önce yaptığı anlaşmaya göre, anılan husus müştekiye haber verilmeden sanki borcu...'ten almışlar gibi..., ... ve müştekinin 20/10/2012 tarihli senedi düzenledikleri, anılan borcun 1 ay sonra...'e ödendiği ve...'in de
parayı...'a geri verdiği halde müştekiye iade edilmesi gereken senedin, şüpheli...'ın kardeşi şüpheli... tarafından Kastamonu İcra Müdürlüğü’nün 2013/25 sayılı dosyasında 07/01/2013 tarihinde icra takibine koyulmak suretiyle bedelsiz kalmış senedi kullanma suçunun işlendiği hususunda kamu davası açılması için yeterli şüphe oluştuğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

Dairemizin müstakar içtihatlarında vurgulandığı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 24/01/1989 gün, 1998/1-1998/2 sayılı içtihadı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 05/02/2013 gün, 2012/11-1086 Esas-2013/40 Karar sayılı ilâmında da açıklandığı üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 156. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşması için suça konu senedin bedelsiz kaldığı iddiasının yazılı delil ile kanıtlanması gerekmekte olup, soruşturma dosyasına konu olayda, müşteki tarafından bu mahiyette bir delil sunulmadığı gibi, 02/05/2019 tarihli kolluk ifadesinde senet bedelini ödediğine dair herhangi bir belge olmadığını ifade etmesi karşısında, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile bu karara vaki itiraz üzerine Kastamonu Sulh Ceza Hâkimliğince verilen itirazın reddine yönelik kararda hukuka aykırılık bulunmadığından, Kastamonu Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/12/2019 tarih ve 2019/3415 D.İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 05/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 23. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/4870 Karar: 2015/7247 Tarih: 26.11.2015

  • TCK 156. Madde
  • Bedelsiz Senedi Kullanma Suçu

Sanık S.. Ş..’in suç tarihinden önce kendisine ait işyerini şikayetçi L.. N.. ile adı geçen şikayetçinin arkadaşı olan A.. Ö.. isimli bir kişiye kiraladığı, sanığın bu işlem sırasında borçlusu A.. Ö.., kefili şikayetçi L.. N.. olan 29/04/2010 ödeme tarihli ve 3.600 TL bedelli bir adet senedi teminat olarak adı geçen kişilerden aldığı, ancak bir süre sonra sanığın 1.425 TL kira borcunun ödenmediğinden bahisle suça konu senedi Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2011/5811 nolu dosyası üzerinden takibe koyduğu, bu şekilde kısmen bedelsiz kalan senedi şikayetçi L.. N.. ve şikayetçinin arkadaşı olan A.. Ö.. isimli kişi aleyhine icra takibine koyan sanığın üzerine atılı “bedelsiz kalan senedi kullanma” suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda;

Sanığa atfedilen ve 5237 sayılı TCK’nın karşılığını bulan “bedelsiz senedi kullanma” suçunun elinde borçlusunca bedelinin tamamı ya da bir kısmı ödenmiş bir senet bulunan kişinin bu senedi kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi kullanması halinde oluşacağı, buna göre; kısmen veya tamamen bedelsiz kalan bir senedi, bu niteliğini bilerek kullanan kişinin bu suçun faili olacağı, bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; sanığın aşamalardaki savunmalarında asıl alacağının 1.425 TL olduğunu, bu alacağını tahsil etmek amacıyla suça konu 3.600 TL bedelli senedi icra takibine koyduğunu beyan etmesi, sanığın soruşturma ifadesinin hemen altında sanığın eli ürünü olduğu değerlendirilen ve bir takım hesaplamalar neticesinde sanığın ifadelerinde belirttiği alacak miktarı olan 1.425 TL’ye ulaşıldığını gösteren el yazısı bir notun bulunması, mahkemece sanıkla şikayetçi arasındaki hukuki ilişkiyi ortaya koyan kira sözleşmesi ile sanık tarafından şikayetçi ve A.. Ö.. isimli kişi hakkında yapılan icra takibine ilişkin takip dosyası getirtilmeden ve şikayetçi ile A.. Ö.. isimli kişi usulüne göre çağrılıp dinlenilmeden hüküm kurulduğunun tespit edilmiş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması bakımından öncelikle sanık tarafından başlatılan icra takibine ilişkin takip dosyasının getirtilerek onaylı suretinin dosyaya eklenmesi, bilahare takip dosyasındaki belgelere göre takip miktarı ve şikayetçinin şikayetinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek, şikayetçi L.. N.. ile A.. Ö..’ün usulüne uygun bir şekilde duruşmaya davet edilerek uyuşmazlığa konu olayla ilgili beyanlarının tespit edilmesinden sonra, toplanan diğer tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bozulmasına, 26.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.